Benim küçüklükten hatırladığım ve yarım akılla bilgiyle bir şeyler yapıldığını gördüğümde kullandığım bir deyim vardır; “Duymuşlar Horasan’da tevinle kilim dokunuyor, ama enine mi boyuna bilmiyorlar. “diye.

Bu fotoğraf resim sanırım yanıtı içeriyor. Urfa Kısas Köyü’nden. Dedelerimin, annemin babamın doğduğu köy. Muhtemelen 1975-1980 arası bir dönem. Evler kerpiçten. Şehir merkezine 8 Km. ama en son elektrik su yol yapılan köylerden. Türk Köyü. Urfa’nın anadili Türkçe olan nadir köylerinden. Çoğunluğu Alevi. Sünni Türkler de var ama mezhep kavgası hiçbir zaman olmamış. Çok aşık halk ozanı çıkarmış.
Bilmemek ayıp değil, öğrenilir. Ancak yarım bilgi ile iş yapılınca iyi sonucun ortaya çıkmasını beklemek düşük bir olasılık.
En kötü olan belki yarım bilgi. Bu bilinmeyenin ne olduğunu da bilmememiz demek aslı. İşte taklitle, kulaktan dolma bilgi ile iş yapıldığında sonuç beklenenden farklı olur. Başka bir ülkede olan bir model ülkemize uymaz. Okunan bir kişisel gelişim kitabi sizi nirvanaya ulaştırmaz. Okunan güzel bir şiir de belki sizi duygulandırır ama romantik bir âşık yapmaz.
Deneyimleyerek, doğru bilgi ile birçok şeyi içselleştirmeniz gerekir. Bu da zaman alır. İlmik ilmik tevinde kilim dokur gibi; sabreden yol alır. Ama enine mi boyuna mı işte bunu çok iyi bilmek gerekir.
Not: Bu deyimdeki Horasan da nerden çıktı diyen meraklılar Youtube da “İstiklal marsını kim yazdı” diye arasınlar. İzleyin sonuna kadar.