Psikoterapist Adayı der ki “Hayattaki pozitiflere odaklanalım”

Hayatta pozitif şeyler de var ve oluyor. Bir o kadar da hüzünlü ve acı veren şeyler. Her kimliğimizde (anne/baba, evlat, patron/çalışan, kardeş, arkadaş, sevgili/eş vb) göreceli mutluluğumuz, kendimizi iyi hissetme düzeyimiz farklı. Bu farklılık zamanla, değişe de bilir.

Biz büyüyoruz, kimliklerimiz değişiyor, güçleniyor zayıflıyor, ortadan kalkıyor. Dünya da değişiyor, koşullar da. Her yeni gün yeni şeyler getiriyor.

Günlük hayatımızdaki bizi güçlü kılan pozitif şeylerin içinde geçmişte başardıklarımız, yeteneklerimiz ve kaynaklarımız var. Aynı zamanda geçmiş deneyimlerimiz, travmalarımız, olumsuz tecrübelerimiz, ders çıkarmadıklarımız şeyler de etkili. Hayatta her ne oluyorsa; iyi de, kötü de, hüzün de, sevinç de, yaşayacağımız tüm duyguların değeri var. Belki biri olmadan diğerinin anlamlı olmadığı bir durumdur. Yok saymak yerine izin vermek, yaşamak ve bize getirdiğine sunduğuna bakmak gerek.

Bireyin olaylara, yaşananlara duygusal ve bilişsel tepkisi farklı olunca “vardır elbet bir sebebi” deyip, duyulmak, anlaşılmak ihtiyacı hissederiz. Bize sunulacak olan belki çözüm değildir. Paylaşabilmedir istenilen.

Kişinin öz farkındalığı arttıkça, gün sonunda yaşadıklarımızdan öğrendiklerimiz ve bizi güçlü kılan geçmişte ve bugün başardıklarımıza bakıp bunlardan güç alabilir, yeni şeyler yapabilir sorunlarla uğraşabiliriz. Sonuçta dert bizde ve derman da ellerimizdedir. El gözdede kaşınan yeri bilir.

Mutluluk dengesi biraz da ne isteğinle ilgili değil mi? Ne istediğini bilmek de yaşamın kendisi. Tüm hayat onu aramak bulmak yaşamı anlamlandırmak ile geçer.

Hayatınızda yaşadıklarınız her ne ise mutluluk tarafına pozitife odaklanın, mutluluk ağır bassın.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s