Geride Bırakmak
Daha bir fotoğrafı cep telefonunun hafızasından silemiyorsan nasıl geride bırakılır ki o anılar, insanlar, hayaller, umutlar, sevinçli anlar, burukluklar.
Bırakıp gitmek veya geride bırakmak. Hızlanıp da atılınca öne, hiç durmayıp ileri gidince geri de mi kalır her şey? Durup beklediğinde soluklandığın bir anda geride bıraktıkların gelip de yetişir mi? Geri de bırakmak nasıldır? Düşünmemek mi? Etkisinin kaybolması mı? Unutmak mı? Yok saymak mı?
Geri de bırakmak nasıl bir şey? Bir yükü artık taşımamak mı? Ya da içselleştirmek mi onu? Geçmişin karanlığına mı hapsetmek, yoksa yasını tutup helâlleşmek mi? Bir hesabı kapatmak mı? Bakiyeyi yeni güne taşımak mı?

Ya da durup beklesen olduğun yer de, anılar seni geçse, hayallerin gözünün önünde kaybolsa, umutların bulut olup dağılsa ve sen yerinde kalsan, geri de kalsan. Geri de bıraksan kendini. Öyle geri de bıraksan ki hiçbir şey kalmasa geri de senden başka…
Bıraktım dediğinde ne kopar bizden? Sen artık o değilsin dediğinde veya anılar silikleştiğinde, bir his sadece tortu şeklinde bırakılan.
Öyleyse “sen bırak beni, bunu benden bekleme” mi?