Demavend Eteklerindeki Kurt ve Kuzunun Hikayesi

Bu sabah dışarda yağan kar, sıcak kahve ve yarın yola çıkacağım Mera Peak Dağı (6476 m.)’nı düşünürken aklıma geldi. Paylaşmak istedim.

24 Ağustos 2018 günü bir öğlen vakti uzun bir yürüyüş sonunda İran’daki Demavend Dağı (5610 m.) zirvesine varmıştık.

Dağcılık İran’ın milli sporu gibi. Bizim gittiğimiz zaman dilimi İran’da tatile denk geldiği için dağda kamp yerlerinde çadır kuracak boşluk bile bulmak sorun olmuştu. Zirve dönüşü, kamp yeri sorunu nedeniyle ana kampta kalamayıp o yorgunlukla alt kampa ve yürüyüşün bitim yerine kadar inmiştik. Hiç durmadan oradan da kalacağımız otele varmak 24-25 saatlik aralıksız bir zirve günü olmasına neden olmuştu. Zorlayıcı ama güzel anıların içinde yer aldı.

Sonra zirve resimlerinde arkada iki hayvan ölüsü asılı şekilde kayalarda idi. Onun hikâyesini soranlar oldu. Rehberimiz zirveye yakın buzulda bulunduklarını, kurdun kuzuyu kovalarken her ikisinin de donduğu söyledi.

Oysa ben hikâyeyi öyle duymamıştım. Sen nereden duyacaksın ki demeyin, hikâye bu kulaktan kulağa kaç nesil geldi.

Rivayet o ki Devamend eteklerinde bir dağ köyünde yaşlı bir çiftçinin birkaç koyunu varmış. Her gün dağın eteklerinde dolaştırır, kışında ağılda tutarmış. Eti, sütü, yoğurdu, yünü derken geçinip gidermiş. Zamanın birinde soğuk bir kış mevsiminde her yer, Demavend dağı etekleri de kar, buz. İşte o vakit civardaki küçük bir kurt sürüsü yiyecek bulamaz olup, yakın köydeki ağıla göz dikmiş.

İçlerinden genç olan kurdu da keşif için köye göndermişler. Genç kurt köye yaklaşmış ve bizim yaşlı çiftçinin ağılına bakmış. İşte ne olduysa o an olmuş. Genç bir kuzu dışardaki soğuğa aldırmadan ağıl içinde hopluyor, zıplıyor, neşeyle meeliyormuş. Genç kurt kuzuya âşık olmuş o an. Kurtluğunu unutmuş. Kuzu da kurdu öyle melül melül bakarken görünce o da korkusunu yok etmiş, badem gözleri ile o da ona bakmış. Bakış ne bakış. Aralarındaki sıcaklık Devamend eteklerindeki buzulları eriten cinstenmiş.

Şaşkın aşık genç kurt çıkmış sonra sürüsüne dönmüş ve olan biteni anlatmış. “Olmaz” demişler, “sen kurtsun, nasıl olur, hiç kurt kuzuyla bir olur mu? Biz gideceğiz ağıla” demişler. Ama genç kurt direnmiş, yalvarmış; sürünün ağıla gitmesini engellemiş. Ancak sürüden de kovulmuş. O da gerisin geri kuzunun sevdiceğinin yanına ağıla gelmiş. Yaşlı çiftçi karşılamış bu defa onu, elinde sopasıyla. Bu kez kuzu feryat figan etmiş, melemiş çiftçiye yalvarmış.

İşte hikâye burada başlıyor. Bir şekilde kurt ile kuzu ele ele vermişler, Demavend Dağını aşıp başka diyarlara göç etmek istemişler. O soğuk kış gününde kurt ve kuzu dağda yükseldikçe soğuk artmış, hava incelmiş. Yorulmuşlar. Ne kuzu karlardan yiyecek bulabilmiş ne kurt bir lokma yiyecek. Tam dağı aşıp da başka diyarlar görünecekten zirveye yakın bir yerde uyuyup kalmışlar yan yana.

İşte bulunan kalıtılar, aç kalan ama kuzuya aşk ile bakan, olmazı deneyen, en sonunda birlikte uyuyup kalan kurt ile kuzunun hikâyesidir.

Olmazı denemek, istemek olmaz mı?

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s